25 Mart 2010 Perşembe

Sipariş & Teslimat

Türkiye'nin her yerine ve herkese toptan fiyatına veriyoruz.
Bilgi ve Siparişleriniz için:
E-mail:gonenoya@gmail.com
Gsm:0543 741 19 09
0506 766 04 92


ÜRÜNLERİMİZ:
Çember/Yemeni
Havlu Kenarı
Başörtüsü- Namaz Örtüleri
Sehpa Örtüleri
Tepsi Örtüsü
Vitrin Takımı
Yatak Odası Takımı
Masa Örtüsü
Seccade Takımı- Damat Bohçası
Bohça Köşesi
Fular
Çarşaf - Karyola Takımları
Salon Takımlarını
Kına Seti
Çetik
Ev Tekstili
Takı Oyaları
Bebek Örtüsü
Mendil
Mutfak Takımı

Fiyatlarımız vereceğiniz siparişinizin özelliklerine göre değişmektedir. Detaylı bilgi için irtibat kurunuz.

Hazırda veya yeterli adedi bulunmayan oyalar için oya fiyatının %30 bedeli siparişte,kalanı oya bitiminde alınır.

Sipariş den vazgeçildiği durumlarda oya başlanmış ise peşinat geri ödenmez.

Sipariş verilen ürünler çeşidine göre teslim süreleri vardır.bu süreler tarafınıza bildirilir.Elimizde bulunan ürünler en kısa zamanda size ulaştırılır.
Toptan ürün talepleriniz değerlendirilir ve fiyat verilir.

Gönen İğne Oyası

Gönen'in Meşhur İğne Oyası
Yıllardır Gönen'li bayanlar için geçim kaynağı ve kazanç kapısı olmuştur. İğne oyası denilince ilk akla dantel,kasnak nakışları vs. elişleri gelsede iğne oyası denilen sanat sadece iğne ile yapılan ve diğerlerine göre onlarca kat daha zor ve özveri isteyen bir sanattır.
İğne oyası yapılırken göbek dediğimiz merkez kısım tığ ile yapılır ve işçilik yani iğne işçiliği bundan sonra başlar. Etamin iğnesi ve özel oya ipleri kullanılır. İğne oyası desen durumuna göre ip kalınlığı değişmektedir. Göbek ipi kalın geri kalan kısımlar ince iple yapılır.
Bir iğne oyası yapımı 1 gün ile 3-4 ay sürebilmektedir. Kısa sürenlere örnek çember oyasını örnek verebiliriz. Uzun sürenler ise masa örtüleridir ki inanılmaz bir emek ve sabır vardır.
Her oyanın deseni kendine özgü


Geçmişi hangi tarihlere dayandığı bilinmeyen bu gelenek belki de asırlardır devam ediyor Gönen'de. Şimdiki nineler, annelerinin dahi kendilerini bildi bileli Gönen'de oya yapıldığını söylediklerine şahit olmuş. İlçenin neresine gidilirse gidilsin, her yaştan insanın elinde iğne iplik görmek mümkün.
Oyaların desenlerini bizler üretiyoruz

İğne oyalarının çoğu yapılmadan önce zihinlerde kurgulanıyor. Kimi zaman bir halı ya da tüldeki desen, ilham kaynağı oluyor.

Tarihten Günümüze El Sanatları...

El sanatları, insanoğlu var olduğundan beri tabiat şartlarına bağlı olarak ortaya çıkmıştır.İnsanların ihtiyaçlarını karşılamak, örtünmek ve korunmak amacı ile ilk örneklerini vermiştir.

Daha sonra gelişerek çevre şartlarına göre değişimler gösteren el sanatları, ortaya çıktığı toplumun duygularını, sanatsal beğenilerini ve kültürel özelliklerini yansıtır hale gelerek geleneksellik vasfı kazanmıştır.

El sanatları bir milletin kültürünü temsil etmekte ve tanıtmaktadır.Bu nedenle eş sanatları ürünleri de o ülkenin kültürel kimliğinin en canlı belgeleridir.

Bir ülkenin gelenek ve göreneklerinin, yaşama biçiminin kuşaktan kuşağa aktarılmasında, gelişerek devam etmesinde en büyük rolü yine el sanatları oynamaktadır.Bu nedenle bütün milletler el sanatlarına önem vermekte ve geçmişten geleceğe uzanan bir kültür hazinesi olarak korumaktadır.

Anadolu, sahip olduğu el sanatlarının çeşitliliği ve üretim miktarının zenginliği bakımından bir çok el sanatı ürününün yapıldığı ve dünyaya tanıtıldığı önemli bir uygarlık beşiğidir.

Türk insan zevkini, estetiğini, duygusallığını, hoşgörüsünü, pratikliğini üretmiş olduğu el sanatları ile yansıtmaktadır.Kilimi, çorabı, oyası, işlemesi vb. gelenek görenekleriyle birleşen geleneksel Türk el sanatlarının mükemmel örnekleri, Türk insanının yüreğinden kopup gelen ürünler, sanatta inanılmaz güzelliklerin anlatıldığı belgelerdir.

El sanatlarımızın zarif örneklerinden olan oya, değişik kaynaklarda:”Oya ince bir dante olarak tarif edilebilir.”, “Oya, kadın çamaşır ve esvaplarının v.s. bazı şeylerin (boy yemenilerinin, çevrelerin) kenarlarına iğne ile yapılan veya yapılmış hazır alınarak dikilen ipek veya iplikten örgü, oymalı süs”, “Renkli bir ibrişimden iğne ile çiçek veya yaprak şekillerinde örülen işlemenin adı”, “Oya; bir tür dantel.Türkiye’ye özgüdür.Normal dantelin iki boyutluluğuna karşılık, oya üç boyutlu biçimde de örülebilir.

Kumaşlara kenar süs olarak işlenir.”,”Oya, süslemek ve süslenmek amacı ile yapılan ve tekniği örgü olan bir sanattır.” şeklinde tanımlanmaktadır.

Bu tanımlardan hareketle kısaca oyayı; iğne, mekik, tığ, firkete gibi aletlerle, ipek pamuk vb. ipler ve bazen pul, boncuk vb. yardımcı malzemeler de kullanılarak yapılan bir el sanatıdır diye tanımlamak mümkündür.

Türk danteli olarak adlandırılan oyanın benzetildiği örgülerden dantel Avrupa’da 16. yüzyılda tanınmıştır. 1594 yılında dantel olarak Fransız Akademi Lugatına girmiş ve batı dillerinde de bu adla tanınmaktadır.

Bu örgülerin Avrupa’da ortaya çıkışında ve kökeni ile ilgili araştırmaların sonucunda bazı örgü adlarının ege masallarında geçtiği, 1905′de Menfiz kazılarında bulunan eski örneklerden de sanatın M.Ö. 2000 yıllarına kadar uzandığı tespit edilmiştir.

Bazı kaynaklarda da iğne ile yapılan örgülerin 12. yüzyılda Anadolu’dan Yunanistan’a ve oradan da İtalya yoluyla Avrupa’ya geçtiği belirtilmektedir.

Oya hakkında bugüne kadar yeterli araştırma yapılmamıştır.Kaynaklarda oya benzeri bir örgüye rastlanmamakta, doğu ve batı ülkelerinin dillerinde oya kelimesine tesadüf edilmemektedir.

Anadolu kadını duygularını renklere ve oyaya dönüştürmektedir.Oyalarımız, bölgeden bölgeye değişen zevklere göre biçimlenmekte ve özgün isimler almaktadır.İsimleri yöreden yöreye değişmekle birlikte şehirden şehre dolaşan, anonim oyalar ortak isim almaktadır.

Günümüzde Anadolu’da:tığ, iğne, mekik, firkete gibi araçlarla uygulanan oyaların ya bordür ya da bir motif olarak tasarlanmış olanları, kullanılan araç doğrultusunda ve tekniklere göre değişik adlar almaktadır:

İğne Oyaları
Tığ Oyaları
Mekik Oyaları
Firkete Oyaları
Koza Oyaları
Yün Oyaları
Mum Oyaları
Boncuk Oyaları
Kumaş Artığı Oyaları
Adana ve İçel Boncuk Oyaları

İğne Oyaları
Dünya literatürüne “Türk Danteli” olarak giren iğne oyalarımız, ilk bakışta dantelle benzerlik gösterse de, bir alan oluşturan ve mutlaka bir eşyaya dikilmek üzere yapılan iki boyutlu dantelden, üç boyutlu yapısı ve başlı başına bir süsleyici olması ile ayrılmaktadır.İğne oyalarının malzemesi genellikle ipektir.

İğne oyasının ortaya çıkıp gelişmesinde en büyük etken, Anadolu’nun İpek Yolu üzerinde olması ve ipek üretimi yapılmasıdır.Küçük iğnelerle düğümlenmek suretiyle yapılan oyaların, düğümler sıkıştırıldıkça örgü gözleri de küçülmektedir.

İğne üzerine iplikle ilmik atarak ve iğneyle ipliği bu ilmik içinden çekerek yapılan iğne oyalarının, kare ve üçgen olmak üzere iki ilmek çeşidi bulunmaktadır.Tekli sarma veya çiftli sarma biçiminde yapılabilen iğne oyalarının, tekli sarmasında, önce kumaşa batırılan iğnenin üstüne ipliğin sağdan sola doğru çevrilmesiyle bir halka oluşturulur.İlmekler belli aralarla tekrar edilerek zürafa adı verilen birinci sıra tamamlanır.

Dönüş sırasında aynı ilmek soldan sağa doğru yönlendirilen halka içinden geçirilerek yapılmaktadır.İkinci sıra ise ya birinci sıradaki ilmeklerin birleşme noktalarına ya da ilmeğin ortasına iğneyi batırarak aynı işlemler sürdürülerek kök, kaya ve ana oya gibi bordürü oluşturacak motifler meydana getirilerek yapılmaktadır. Örgü desenlerine, bölgelere göre örücüler arasında birli, pirinç, Mecnun yuvası, trabzon / trabzan vb. adlar verilmektedir.

İğne oyalarında bir çiçek, bir yaprak başlı başına bir örnek sayılmaktadır. Bunların kullanıldığı yere göre çeşitli biçimlerde dizilmesinden kompozisyonlar oluşmaktadır.Bu kompozisyonları;

1)Ulamalar
2)Yemeni Oyaları
3)Horoz Oyaları
4)Taç Oyaları
5)Dal Oyaları
6)Saksı Oyaları
7)Kese Oyaları

Motiflerin dik durmasını sağlamak için at kılı, anten teli, son zamanlarda misina kullanıldığı gibi, ayrıca yumurta akı, şeker veya jelatin ile de kolalanmaktadır.İğne oyalarında tabii ipek iplik, pamuklu iplik kullanıldığı gibi pul, boncuk vb. süsleyici gereçlerle yapılan örneklerden oluşan çeşitleri de görülmektedir.

Tığ Oyaları
Tığ oyalarında daha çok pamuk ipliği kullanılmakta ise de son zamanlarda sentetik ipliklerin tercih edildiği görülmektedir. Tığlarla zincirlenerek örülmektedir.İplikle bir ilmek (halka) oluşturulmakta sonra tığa sarılan iplik bu ilmeğin içinden geçirilerek çekilmektedir.

Zincirden oluşan ilmekler, sıralar biçiminde üst üste örülerek motifler oluşturulmaktadır.Bazı örneklerde ilmeklerin araları ve içi farklı sayı ve dolama çeşitleri ile boş bırakılmakta veya doldurulmaktadır.Böylece boş ilmekler ve dolu yüzeyler yanı sıra farklı atlamalar ve değişik boyutta deliklerle değişik motifler oluşturulmaktadır.

Mekik Oyaları
Mekik oyalarının malzemeleri de tığ oyalarında kullanılanlarla aynıdır.Belli uzunlukta bir ipliğe, istenen motifin şekline göre mekikteki iplikler halkalanarak işlenmektedir.

Yapımı iğne oyalarından daha kolay, tığ oyalarından daha zordur.Tekniği hacimli motiflerin örülmesine elverişli olmadığı için iğne ve tığ oyaları kadar çeşitleri bulunmamaktadır.

Firkete Oyaları
Filkete oyalarının malzemesi de genellikle pamuk ipliğidir.Ancak son örneklerinin sentetik iplerden yapıldığı görülmektedir.Bir filketenin iki sapına iplikler geçirilip tığ ile orta kısmından bağlanarak işlenmektedir.

Filketenin enine göre meydana gelen bu örgülerin kenarlarına tırtıl, boncuk veya pul geçirilerek yapılan örnekleri de bulunmaktadır.Dikilecek kısım ayrıca zincir çekilerek hazırlanmaktadır.

Koza Oyaları
Koza oyalarının malzemeleri koza parçalarıyla ipektir.Oyanın esas motifleri kozalarla yapılmaktadır,sonra da iğne veya tığ ile örülmüş kısımlara eklenmektedir.Bazen kullanılan kozalar muhtelif renklerle boyanmaktadır.İşçiliği iğne oyaları kadar zor ve zaman almaktadır.

Yün Oyaları
Malzemeleri genellikle yün, çok kere pamuk ipliğidir.Koza oyaları gibi oyanın bir kısmı iğne veya tığ ile örülmektedir.Yünlerden yapılmış motifler iğne veya tığ ile işlenmiş kısma dikilerek meydana getirilmektedir.

Motiflere göre istenen şeklin verilmesi için zamk, kitre veya bunların yerini tutan yapıştırıcı bir madde ile ıslatılarak şekillendirilmektedir.

Mum Oyaları
Koza ve yün oyalarıyla aynı tekniktedir, motifler renkli mumlarla hazırlanmaktadır.Isıdan ve fazla el değmesinden dolayı bozuldukları için çeşitlerine ulaşılamamaktadır.Gelin başlarında en güzel örneklerine rastlanmaktadır.

Boncuk Oyaları
Boncuk oyaları, ipek, pamuk ve sentetik ipliklerden boncuk kullanılarak yapılmaktadır. Tığ ve iğne ile yapılan oyaların uçlarına çeşitli boncukların geçirilmesi suretiyle meydana gelmektedir.

İşçiliğine ve işlendikleri araçlara göre değişik adlar almaktadır.Anadolu’da en çok rastlanan ve kullanılan oya çeşididir.

Kumaş Artığı Oyaları İnce şerit şeklinde olan bu oyalar, atkı ve çözgüsü olduğu için bu ismi almaktadır.Diğer örgülerden gerek teknik ve gerekse oyaların özel biçiminden dolayı farklıdır.İsminden başka oya ile alakası olmayan dokuma oyalar ekseriye üç renkli ipliklerle işlenmektedir.

Adana ve İçel Boncuk Oyaları El sanatları, Türk halkının duygularını, yaşadığı hayatın izlerini kolaylıkla aktardığı en önemli araçlardan biridir.Geleneksel kültürü yeni kuşaklara aktarma görevinin yanında el sanatları, bir ulusun, kültürel kişiliğinin de en önemli, canlı ve anlamlı belgeleridir.

Bu bağlamda el sanatları, yaşadıkları ve üretildikleri çağa, olaylara tanıklık ederler,ekonomik faydanın yanı sıra el sanatları, iş gücünün değerlendirilmesi için yararlı bir uğraş ortamı yaratmakta; kişiyi, maddî ve mânevî açıdan eğiterek, sosyal kalkınmaya da katkıda bulunmaktadır.Genellikle toplu halde üretilen bazı geleneksel el sanatları ile dostluk, arkadaşlık, toplumsal dayanışma, paylaşma giderek artar ve anlam kazanır.

Geleneksel kültürümüzün ve el sanatlarımızın en önemli örneklerinden biri oyalardır.Oya, yapma çiçekle örgü sanatının birleşmesinden doğmuş; süslenme ve ayrıca taşıdıkları mesajlarla bir iletişim aracı olarak da kullanılan ve tekniği örgü olan bir dantel türüdür.Oya sözcüğünün başka dillerde karşılığının bulunmaması, bu sanatın Türklere özellikle Türk kadınına özgü bir sanat olduğunu düşündürebilir.

1905’te Menfis kazılarında bulunan örneklerden, özellikle balık ağlarından bu tekniğin M.Ö. 2000 yılları ötesinde bilindiği tahmin edilmektedir.İğne ile yapılan örgüler, XII. Yüzyılda Anadolu’dan Balkanlara oradan da İtalya yolu ile Avrupa’ya yayılmıştır.

Oya bir bezemedir. Süslenmek anlamında kullanılan bu terim, XI. Yüzyıl Türklerinde “ev bezendi” Memlûk Türklerinde “Oyu”, Kırgız Türklerinden “Oyumu” şeklindedir.

Türk halkının üstün zevkini, zekâsını, incelik ve yaratıcılığını tamamıyla yansıtan oyalar, “oya gibi” sözü ile de güzellik sembolü olmuştur.Günümüze kadar gelebilen bazı örneklerin inceleme sonuçlarına göre oyalara en çok 17., 18. ve 19. yüzyılda önem verildiği; teknik, renk, konu, malzeme ve kompozisyon bakımlarından özgün, kalitelerinin de üstün olduğu anlaşılmaktadır.

Tanzimat’tan sonra Batı taklitçiliğinin doğurduğu olumsuz etkileri, pek çok süsleme ve işleme sanatında olduğu gibi, oya sanatında da görmek mümkündür.Özellikle bazı el sanatlarımızdan örgü, dokuma, işleme ve oyalar geleneksel yollarla kuşaktan kuşağa geçerek günümüze kadar gelebilmiştir.

Ayrıca her genç kızın çeyizinde işleme ve oyaların bulunması geleneği de bu sanatın günümüze kadar gelebilmesi ve yaşamasında en önemli etken olmuştur.

Oyalar, işlendikleri araç-gereç-malzeme ve tekniklerine göre dokuz türe ayrılabilir: 1)İğne oyaları,2)Tığ oyaları,3)Mekik oyaları,4)Firkete oyaları,5)Koza oyaları,6)Yün oyaları,7)Mum oyaları,8)Boncuk oyaları,9)Dokuma oyaları.

Boncuk oyaları, temel malzeme tığ ve boncuk, yardımcı araç olarak iğne, firkete mekik ve iplik kullanılarak yapılan oya türüdür. Halk arasında boncuklar, taş boncuğu, kesme, kristal boncuk, can can, kireç, inci boncuk ve aptal boncuğu diye isimlendirilmektedir.

Adana ve İçel yöresinde yaptığımız bu araştırmaya göre 1940-1991 yılları arasında yapılan boncuk oyaları; yapımında kullanılan araca göre; 1)Tığ ile yapılan, 2)İğne ile yapılan, 3)Tığ ve iğne kullanılarak yapılan,4)Tığ ve firkete ile yapılan boncuk oyaları olarak sınıflandırılmaktadır.Boncuk oyalarında kullanılan örgü teknikleri, 1)Zincir (sık ilmek), 2)Tor (seyrek ilmek)’dur.

Boncuk oyalarının yapımında, hazırlık ve örme olmak üzere iki temel işlem vardır.Hazırlık kısmında boncuklar ipliğe oyanın konusu, modeli ve özelliğine göre sayılarak dizilir.Boncukların dizilmesinde iğne kullanılır.Tek renkli oyalarda boncuk dizi şeklinde temin edilmiş ise iğne kullanılmadan dizi ipliğinden oya ipliğine kaydırılır.Oya ipliğine dizilmiş boncuklar örneğine uygun olarak gerekli sayıda iplik ve diğer basit tığ oyası teknikleriyle motifler oluşturulacak tarzda bir araya getirilir.

Genellikle tülbent kenarlarını süsleyen, araştırmaya konu olan 86 adet boncuk oyasında, en çok beyaz, daha sonra kırmızı, mavi, yeşil, daha az olmak üzere sarı, turuncu, siyah, kahverengi ve mor renkler tespit edilmiştir.Renkler daha çok canlı ve parlaktır.Bu yöredeki boncuk oyalarında seçilen konuların en çok sembolik olmak üzere bitkisel, geometrik ve nesneli olarak seçildiği görülmüştür.

Örneklerde uygulanan teknikler en çok zincirişi, dolgu, tığ, fiskil ve iğne işidir.Örneklerin tülbent kenarına yapılan zincirişi üzerine aralıklı tekrar (tek oya) ve aralıksız tekrar (su oya) olmak üzere düzenlendiği görülmektedir.

Sonuç olarak geleneksel el sanatlarımızın ve halk kültürümüzün en güzel örneklerinden olan ve “Hanım Çantası, Ergen Bıyığı, Delidut, Günebakan, İrişkinli, Kızlar Coşturan, Âşık Yolunu Şaşırmış, Namrun, Balık Kılçığı, Cilveli, Kütüle, Cimcime” gibi özgün isim ve mesajları bulunan boncuk oyaları gerek malzeme, teknik renk ve gerekse konu, kompozisyon ve uygulama alanları ile de dikkat çekicidir.

Anadolu’nun pek çok bölgesinde yapılmakta olan boncuk oyalarının özgün örneklerinin araştırılıp tanıtılması ve kaliteleri bozulmadan çoğaltılarak üretime, ekonomiye katkılarının sağlanması, Türk kültür ve sanatına önemli bir hizmet olacaktır.